Bir keresinde gölgeme düşmüştüm.
Günler geceler boyu gölgemle sevişmiştim.
Korkma, demişti yılan gözlü falcı, kadın böyle bir şeydir.
Aşk diye diye kendini öldürür.
Defalarca ölmüştüm, her seferinde yeniden dirilmiştim.
O yüzden biraz çürük kokar nefesim.
İçimde aşkla terbiyelenmiş cesedim.
Mine Söğüt nasıl bir yazardır arkadaş.... Ben bu kadına bayılıyorum. Ben bu kadının sadece kitaplarına değil, kendisine de bayılıyorum. Düşünce yapısı, hayatı yaşayış biçimini kesinlikle kendimle özdeşleştiriyorum. Amma ve lakin herkesin sevip, bayıla bayıla okuyacağı kitapları yok ve böyle olması çok daha güzel. En azından edebiyattan anlayan insanlara hitap ediyor, trendi yakalamaya çalışmıyor ve dili çok güzel kullanıyor. Deli kadın hikayeleri ise yazarın gerçekten çok merak ettiğim ama kısa öykülerden oluştuğunu bildiğim için bir türlü elimin gitmediği kitabıydı. Sonunda bir kitap alışverişimde bu kitaba yer verdim ve hiç pişman değilim. Bu kadının diline, tarzına ve ironilerine bir kere daha aşık oldum diyebilirim. Kaldı ki bu sıralar kadınların toplumda yaşadığı sıkıntıları bolca düşünürken böyle bir kitabı okumuş olmam beni çok etkiledi. Her zaman derim biz kadınlar birbirimizden çok farklıyız ama bir o kadar da aynıyız diye. Her hikaye de kendimden bir parça buldum desem yalan olmaz. Önemli olan aynı şeyleri yaşamak değil burada bir anlaşalım. Önemli olan yaşanılan acıları anlayabilmek, ortak olabilmek ve bir nevi paylaşabilmek.
"Deli" Kadın Hikayeleri..... Gerçekten aklını yitirmiş olmanın, deliliğin sularında yüzen kadınları yaftalayan bir topluma sahibiz. "Deli kadın". Her zaman şunu da söylerim bir kadını deli olduğu için eleştiren insanlara; acaba nasıl bir hikayesi var nereden biliyorsunuz? İşte bundan sonra bir de bu kitabı önericem insanlara. Okuyun anlarsınız diyeceğim...
Velhasıl kitaba tek kelimeyle bayıldım ben arkadaşlar. İlk defa Mine Söğüt okuyacaksanız tavsiye edebilirim. En azından tarzını bu kısa hikayelerde daha kolay anlayabilirsiniz. Her öykü birbirinden anlamlı ve güzeldi ama benim en çok sevdiğim "Beni öldürmek isteyen muhteşem hayat" adlı öyküydü.
Bahadır Baruter'e ait olan çizimler ise kitaba ayrı bir hava katmış ne yalan söyleyeyim çok etkilendim.
Kısacası,
Anlatılmaz okunur, keyifli okumalar....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder