29 Aralık 2016 Perşembe

Aralık Ayı Müzik Favorileri



Aralık ayı soğuklarıyla baş başa kaldığımız yılın son zamanlarında içinizi ısıtacak şarkı favorilerim buyrun tazecik :) 

1) Sia - Never Give Up


2) Kungs-Don't You Know


3) Joss Stone-Star



4) The Weeknd-Often


5) Suicide Squad - Heathens







Devamını oku »

20 Aralık 2016 Salı

Neler İzledim

Herkese merhabalar,

Bu ay her zamankinden farklı birşey yapıyorum ve tek tek filmleri anlatmak yerine tek bir yazıda hepsini paylaşıyorum. Şaşırtıcı derecede çok film ve dizi izlemeye başladım. Resmen izlemelere doyamıyorum desem yeridir. Aralarından bazıları gerçekten çok iyi ve izlemedikleriniz varsa bir şans verebilirsiniz. İzlediyseniz de yorum bırakıp fikirlerinizi benimle paylaşırsanız mutlu olurum :)


Hangover 3 : Felekten Bir Gece                                                                   Durun sakin olun tabi ki bu filmi daha yeni izlemiyorum. Ama neden bir kere daha izlemeyeyim ki dedim. Serinin son filmi, diğerleri kadar güldürmemiş olsa da bence bir defa daha izlemeye değerdi. Malum bizim çılgın ekip yine başlarını türlü belalara sokuyorlar :) Benim favorim her zamanki gibi Leslie Chow :) Bu sefer bizimkiler de arkadaşlarını kurtarmak için onun peşine düşüyorlar. Bu sefer parti yok bu sefer dostluk var. İzleyin pişman olmazsınız :)








Zamana Karşı:
Adama gerçekten sorarlar ya sen nerde yaşıyordun dağda mı yaşıyordun diye. Evet ben bu filmi daha yeni izledim ve 2011 yapımı filme 5 yıldır rastlamamış olduğum için utançtan öldüm. Efsane tek kelimeyle. BAYILDIM. Zaten sadece oyuncular için bile izlenirmiş. Çok detaya girmeden söylemem gerekirse "Zaman=Güç ve Para" Bu sisteme karşı savaşan bir çift. 









Kız ve Kurt:
Kırmızı başlıklı kızın günümüze gerilim türüyle kurgulanmış halinden merhaba. Aslında pek sevdiğim söylenemez. Çok manasız ve zorlama geldi bana. Bildiğimiz masaldan tabi ki tamamen farklı. Ama benim zamanım kıymetli diyorsanız bu filmden uzak durun :) Bir kasabaya musallat olmuş bir kurt, kurdun ise aslında kasabadan biri olması. Ve bunun üzerinde şekillenen bir kırmızı başlıklı kız hikayesi. 


Devamını oku »

11 Aralık 2016 Pazar

Dizi Önerisi : 3%



Merhabalar,

Geçen ay anlamsızca Netflix aboneliği satın aldım arkadaşlar ve bunu hiç araştırma yapmadan dünyanın parasını 3 aylık üyeliğe yatırmış olmam ayakta alkışlanır gerçekten. Eğer düşünüyorsanız şimdiden vazgeçin derim, çünkü içeriğindeki film ve dizi sayısı o kadar az ki verdiğiniz paraya gerçekten değmiyor.

Her neyse madem dedim ben buna bir sürü para yatırdım var olanlara bakayım. Bu diziyi keşfettim. Portekizce olduğunu gördüğümde yaşadığım şoku anlatamam. Brezilya yapımıymış meğer, neyse dedim elde bu var bunu izleyeceğiz artık :)

Konusuna gelirsek eğer; dizi gelecek zamanı konu alır. İkiye bölünmüş bir dünya; bir tarafta bolluk ve refah içinde yaşayanlar diğer yanda fakirlik ve açlık içinde yaşayanlar. Fakir halkın ise 20 yaşına gelmiş her bir bireyine sadece bir defaya özgü bu sadece 3% lük kısmın yaşadığı dünyaya geçmek için şans verilir. Dizi insanı gerilime ve bolca meraka sürüklediği için baya heyecan verici bence. Ama şu an sadece 1 sezon 8 bölüm yayınlanmış dizi hakkında yeni sezon olacak mı olmayacak mı hiçbir haber ve bilgi bulunmamaktadır. Her halükarda bu dizi izlenmeye değer arkadaşlar. Boş zamanınız var ise bir şans vermenizi tavsiye ederim.






Devamını oku »

29 Kasım 2016 Salı

Kasım Ayı Müzik Favorileri

"Bugün dili tutulasıcalar çok hoş sohbet

Bugün la la la la la la la la la la la la
Bugün “Seni sevdim ama hepsi içkidendi” diyenler bile iyi kalpli"




Herkese kocaman sevgiler,

Keyfim yerinde sanki :) Yenilikler insana gerçekten iyi geliyor. Biraz daha minimalizm akımına uyum sağlamaya çalıştığım yılın son aylarında içimde kocaman bir kış mutluluğu var. Hayatımdaki yenilikleri bloguma da yansıtmak istedim. Kısa bir süre öncesi bir yazı dizisine başlamıştım "Bilinmeyen Kadın". Şimdi de her ayın sonlarına doğru o ay en çok dinlediğim ve bayıldığım müzik listemi sizlerle paylaşıyor olacağım. Tek emin olmadığım nokta şu ki; ben Spotify kullanıcısıyım ve bütün müzik keşiflerimi orada yapıyorum. Ama herkes Spotify kullanıyor mu, tabi ki hayır. Bu ay youtube üzerinden paylaşacağım ama talep gelirse bir sonraki ay Spotify üzerinden de aylık çalma listeleri düzenleyip burada link paylaşabilirim. 

Umarım hoşunuza gider :)

Keyifli dinlemeler....


1) Melis Danişmend-Bugünler Parlak




2) Gnash - I hate u, I love u (ft. olivia o'brien)


3) Indiana - Careless Whisper



4) Morcheeba - Otherwise 



5) Nicolas Jaar - Mi Mujer



6) Claptone - Heartbeat ft. Nathan Nicholson



Devamını oku »

3 Kasım 2016 Perşembe

Bizim Büyük Çaresizliğimiz-Barış Bıçakçı

Bizim büyük çaresizliğimiz Nihal'e aşık olmamız değil, 
sesimizin dışarıdaki çocuk seslerinin arasında olmayışıdır. 
Asıl çaresizlik buydu.


Herkese merhabalar, 

Bu sefer dram türünde hatta dramın dibi türünde:) bir kitapla karşınızdayım. Hakkında yapılan yorumlardan ötürü dikkatimi çekmiş ve alınacaklar listeme girmiş olan bu kitapla tanışmış olmaktan çok mutluyum. Buram buram edebiyat kokuyor arkadaşlar. Gerçekten uzun zamandır sadece para kazanmak amacı dışında yazılmış bir kitap okumamıştım. Büyülendim diyebilirim. Bir günde hatta bir oturuşta bitirilecek kadar kısa ama bir ay boyunca okunabilecek kadar dolu ve uzun bir kitap. Sindire sindire okunmasını şiddetle tavsiye ediyorum bu noktada. 

Ender ve Çetin'in Nihal'e olan aşklarını anlatan kitap görüntüde bir aşk kitabı görünüyor olmasına rağmen içinde bir sürü duygu ve düşünceyi barındıran bir hazine niteliğinde. Edebiyatla çok ilgilenmeyen kişilerin hoşuna gidebilecek bir tür olmasa da benim gibi sükuneti seven okuyucuların gerçekten hoşuna gidecektir. Anlatım biçimi olarak da farkını ortaya koymuş. Kendinizi Ender ve Çetin ikilisinden birisiymiş gibi hissediyorsunuz. Özellikle Ender, okuyucuyla konuşuyor. Ender'in hislerini çok daha net hissedebiliyoruz. Sonunu merak etmedim desem yalan olur, gerçekten merakla bekledim ve böyle bitmeseydi zaten edebiyat olmazdı dedim :) Beni şaşırtmadı. Kitap hakkında söylenecek çok şey var ama bunları dile getirebilecek cümlelerim yok. Bazen okuduklarının sana hissettirdiklerini seversin ve bunu yazıya dökmekte zorlanırsın. Bu da öyle bir kitaptı benim için. Kütüphaneme böyle bir kitabın girmesine çok mutlu oldum. Hepinize tavsiye ederim. 



Kitaptan yola çıkarak yapılmış bir film de mevcut fakat henüz izleme imkanım olmadı. En kısa zamanda onu da izleyip sizlerle yorumlarımı paylaşacağım. 
Keyifli okumalar...
Bir sonraki kitapta görüşmek dileğiyle....


Devamını oku »

29 Ekim 2016 Cumartesi

Deli Kadın Hikayeleri-Mine Söğüt

Bir keresinde gölgeme düşmüştüm.
Günler geceler boyu gölgemle sevişmiştim.
Korkma, demişti yılan gözlü falcı, kadın böyle bir şeydir.
Aşk diye diye kendini öldürür.
Defalarca ölmüştüm, her seferinde yeniden dirilmiştim.
O yüzden biraz çürük kokar nefesim.
İçimde aşkla terbiyelenmiş cesedim.




Mine Söğüt nasıl bir yazardır arkadaş.... Ben bu kadına bayılıyorum. Ben bu kadının sadece kitaplarına değil, kendisine de bayılıyorum. Düşünce yapısı, hayatı yaşayış biçimini kesinlikle kendimle özdeşleştiriyorum. Amma ve lakin herkesin sevip, bayıla bayıla okuyacağı kitapları yok ve böyle olması çok daha güzel. En azından edebiyattan anlayan insanlara hitap ediyor, trendi yakalamaya çalışmıyor ve dili çok güzel kullanıyor. Deli kadın hikayeleri ise yazarın gerçekten çok merak ettiğim ama kısa öykülerden oluştuğunu bildiğim için bir türlü elimin gitmediği kitabıydı. Sonunda bir kitap alışverişimde bu kitaba yer verdim ve hiç pişman değilim. Bu kadının diline, tarzına ve ironilerine bir kere daha aşık oldum diyebilirim. Kaldı ki bu sıralar kadınların toplumda yaşadığı sıkıntıları bolca düşünürken böyle bir kitabı okumuş olmam beni çok etkiledi. Her zaman derim biz kadınlar birbirimizden çok farklıyız ama bir o kadar da aynıyız diye. Her hikaye de kendimden bir parça buldum desem yalan olmaz. Önemli olan aynı şeyleri yaşamak değil burada bir anlaşalım. Önemli olan yaşanılan acıları anlayabilmek, ortak olabilmek ve bir nevi paylaşabilmek. 

"Deli" Kadın Hikayeleri..... Gerçekten aklını yitirmiş olmanın, deliliğin sularında yüzen kadınları yaftalayan bir topluma sahibiz. "Deli kadın". Her zaman şunu da söylerim bir kadını deli olduğu için eleştiren insanlara; acaba nasıl bir hikayesi var nereden biliyorsunuz? İşte bundan sonra bir de bu kitabı önericem insanlara. Okuyun anlarsınız diyeceğim...

Velhasıl kitaba tek kelimeyle bayıldım ben arkadaşlar. İlk defa Mine Söğüt okuyacaksanız tavsiye edebilirim. En azından tarzını bu kısa hikayelerde daha kolay anlayabilirsiniz. Her öykü birbirinden anlamlı ve güzeldi ama benim en çok sevdiğim "Beni öldürmek isteyen muhteşem hayat" adlı öyküydü.

Bahadır Baruter'e ait olan çizimler ise kitaba ayrı bir hava katmış ne yalan söyleyeyim çok etkilendim. 
Kısacası,
Anlatılmaz okunur, keyifli okumalar....



Devamını oku »

26 Ekim 2016 Çarşamba

Yeni yazı dizisi: Bilinmeyen Kadın



Merhaba ben bilinmeyen kadın,

Hayatım boyunca kendi doğrularımı birilerine anlatmaya çalıştım. Sonunda bunun bir aptallık olduğunu anlayıp vazgeçtim, bıraktım herkesi kendi haline. Sustuklarımı da burada yazmaya geldim. Hep aykırı bir çocuk, aykırı bir ergen ve şimdi de aykırı bir kadınım. Toplumun bize dayattığı şeylere hep karşı çıkanlardan oldum. Tek çocuk olmamdan ötürü mü bilmiyorum ama yalnızlığın içinde büyüdüm.  Hep tek başıma oyunlar oynardım, kimseyle anlaşamazdım. İnsanlara tahammül edemezdim. Ergenliğim daha acılı geçti aslında. Bir tık daha dozu kaçırttım. Yine tabi çok insan istemezdim etrafımda. Bu sebepten arkadaşlık ilişkilerim hep kısa sürerdi. Saçma sapan şeyler yapmaya bayılırdım. Şimdi geçmişe dönüp baktığımda kafama taktığım ve üzüldüğüm şeylerin ne kadar anlamsız olduğunu görüyorum. Yirmili yaşların ortasında anladım biraz bunu aslında. İnsanları eleştirmeyi, benim hakkımda ne düşündüklerini önemsemeyi ve her şeyden önemlisi hayatımdaki insanların karakteristik özelliklerini değiştirmeyi bırakalı çok oluyor. Bir nevi hayata bakış açımı tamamıyla değiştirdim. Hala hayatımda çok fazla insan yok ama bu sefer daha farklı bir sebepten. Güvenememek, bir kez daha aynı şeylerle karşılaşmak korkusu, ön yargılar, geçmişten gelen korkular, pişman olmaktan korkmak ve bunun gibi bir sürü duygu karmaşası. 

Hepsini bir kenara bırakalım aslında işin en önemli noktası benim bir kadın olmam. Yıllarca okullarda bilinmeyen denklem diye gösterdikleri şeyin somutlaşmış hayat bulmuş hali bizleriz. Hepimizin kafası karmakarışık, duygular desen almış başını gidiyor. Hangi yaşta olursak olalım, hepimizin hikayeleri bambaşka olursa olsun biz aslında aynıyız. Evet bence bütün kadınlar aynıdır. Balkonundaki çiçekleri sulayan komşu teyze, lise öğrencisi Zeynep, kocasının ölümünün yasını 10 yıldır aynı acıyla tutan Münevver hanım yada bütün gün o toplantıdan bu toplantıya koşturan müdür yardımcısı Seda hanım…. Sen, ben, onlar…

Ta küçük yaşlarda başlar bir kız çocuğunun gelinlik hayalleri. O filmlerde gördüğü aşkı bir gün yaşayacak diye bekler durur. Karşısına biri çıkar mesela ama bu sefer de bu adam beni bir türlü anlamıyor diye yakınmaya başlar. Evet, anlamaz. Sen kendini ne kadar anlayabiliyorsun ki başka birisinin hele bu kişi bir erkekse seni anlamasını bekliyorsun. Bilinmeyen kadınlar kulübüne hoş geldin. Yalnız değilsin.  Hadi bunların derinine inelim, kendimizi sorgulayalım biraz da başkalarını suçlamak yerine, kendimizle yüzleşelim.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere….


-E-
Devamını oku »
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...