10 Haziran 2015 Çarşamba

Bir başucu kitabı olarak "Dönüşüm"


Herkese merhabalar...

Bu sefer farklı bir şey yapıyorum ve daha önce incelemesini yazdığım bir kitabı tekrardan ele alıyorum. Aslında böyle bir şey yapmamdaki sebep bu kitap hakkında derinlemesine bir inceleme yapmış olmam ve tabi ki bilgilerimi sizlerle paylaşmak istemem. Gelmiş geçmiş en bilinen ve adından söz ettiren kitabımız "Dönüşüm" tabi ki birçok eleştirmen ve edebiyatçı tarafından incelenmiş ve eleştirilmiştir. Ben de naçizane bunları toparlamaya çalıştım. Sizleri sıkmaması için yazımı kısa tutup sadece en önemli noktalara değineceğim. Hala bu kitabı okumadıysanız da hemen en yakın kitapçıya koşun derim. Zira bana göre her edebiyatla ilgilenen kişinin kitaplığında, hatta başucunda olması gereken bir kitap. 

3 kere farklı zamanlarda okumuş olduğum bu kitabın benim üzerimdeki etkileri üçünde de farklıydı. Her seferinde farklı bir bakış açısı edindim ve her seferinde kalbimde farklı bir yere dokundu. Sanırım o yüzden bendeki yeri her zaman ayrı olacak. 


Aslında kitabın konusunu neredeyse herkes biliyor. Evet, Gregor Samsa adındaki karakter bir sabah böcek olarak uyanıyor. Ne kadar kısa ve öz değil mi. Ne var bunda, ne saçma gibi düşünen eminim bir sürü edebiyat düşmanı vardır. Öncelikle şunu söylememiz gerekiyor ki; Franz Kafka gelmiş geçmiş en iyi yazarlardan biridir. Kendine has üslubu (Kafkaesk) birçok yazarın etkilendiği ve üzerine kitaplar yazdığı bir konu olmuştur. Franz Kafka ölümünden sonra bu kadar ünlü olan nadir yazarlardan biridir. 

Gregor Samsa bir sabah böcek olarak gözlerini açar ve işe geç kaldığını fark eder. O andaki tek düşüncesi bir an önce kalkıp işe gitmektir, yoksa kovulacaktır. Ailesine bakmakla yükümlü olan Samsa için bu korkunç bir şeydir. Kendini zar zor yataktan atan Gregor, iş yerinden müdürün kapıda olduğunu ve onun neden gelmediğini merak ettiğini duyar. Güç bela kapıyı açan Gregor'u gören müdür şok içinde evi terk eder. Ailenin geri kalanının da yaşadığı şok ile Gregor babası tarafından odasına itilir. Günlerini orada geçirmeye başlayan Gregor'un tek destekçisi kardeşi Grete'dir. Grete ona yiyecekler getirip onun bakımıyla ilgilenir. Bir gün Gregor, annesinin sağlığını merak ettiği için salona gider, bu sırada babası onu görür ve bir anda Gregor'a elma fırlatmaya başlar. Elmalardan biri sırtına isabet eder ve orada iltihap kapmaya başlar. Gregor'un çalışamaması ailede bir ekonomik kriz başlatır. Baba, kız kardeş ve anne kendilerine iş bulurlar ve aynı zamanda eve 3 tane sakallı adamı kiracı olarak alırlar. Yine bir akşam Grete kiracılara keman çalarken Gregor kafasını salona uzatır. Kiracıların onu görmesi üzerine işler yine karışır. Bütün aile Gregor'un evden gitmesi gerektiğini düşünür. Bu konuşmaları duyan Gregor odasında sessizce can verir. Ertesi günü temizlikçi kadın cesedi görür ve yok eder. Aile yine eski mutlu günlerine geri döner.




Kitabın başında okuyucuda garip bir his uyanıyor. Bütün kitap boyunca bu dönüşümün açıklamasının nerede yapılacağını bekler ama ne yazık ki böyle bir açıklama yoktur. Kitap aslında bir trajediyi gözler önüne seriyor. Sadece bireysel değil aynı zamanda toplumsal problemlere de değiniyor. Ekonomik problemler insanları bir köleye dönüştürüyor. İnsanlar kendi istedikleri işi yapmak yerine para getirecek işleri yapmayı tercih ediyorlar. Bunun en belirgin örneği Gregor ile görülüyor. Gregor'un dönüşümü bir başkaldırıyı sembolize ediyor. Aslında böcek sembolü olması gereken insanı bizlere göstermeye çalışıyor. 







Kitapta dönüşümü sadece Gregor değil aynı zamanda kız kardeşi Grete'de yaşıyor. Kitabın başlarında Gregor ile ilgilen, ona yemekler götüren kız bir anda onunla ilgilenmemeye hatta onun evden gitmesinin gerekli olduğunu söylemeye başlar. Grete küçük saf bir kız çocuğundan bir kadına dönüşür ve o da toplumun bir kölesi olur. 

Kafka'nın bütün eserlerinde en çok göze çarpan Baba-Oğul ilişkisini bu kitapta da görüyoruz. Gregor'un babasının kötü davranışları, Gregor'un ölümüne sebep olan elmayı fırlatışı bunu sembolize etmektedir. 

Yabancılaşma, hiçlik duygusu ve yalnızlık gibi konuları işleyen bu kitabı mutlaka okumalısın. Daha önceki yazıma ulaşmak içinde buraya tıklayabilirsiniz.


Kitapla kalın....



4 yorum:

  1. Bu kitabı okuduktan sonra sokakta insanları yaratık olarak görmeye başladım :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. zaten öyle değil mi ;)

      Sil
    2. Öylede anlatılmaz yaşanılmaz diyecem, bir hafta psikolojim bozulmuştu :)

      Sil
  2. vay be çok merak ettim şimdi. ilgi çekici sizde çok iyi anlatmışsınız. Takipteyim ( http://apaydindunyam.blogspot.com.tr/ ) ziyaretinizden mutlu olurum. sevgilerimle :)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...