-Bugünlerde anneniz aklınıza daha sık gelmeye başladıysa,
önemli suçlar işliyorsunuz demektir.-
Bu kitap öyle bir kitap ki okudukça okuyasın ve kitap bitmesin diye dua edesin gelir. Kitap bittiğinde koca bir boşluğa düşmüşüm gibi hissettim. Oysa ne güzel anlatıyordu içimdekileri. Tadı damağımda kaldı. Diğer bitirdiğim kitaplar gibi rafa koymaya elim gitmedi, hep benimle olsun istedim. Biz bu kitapla dost olduk. Kopamayız artık kolay kolay. Daha kaç defa okuyacağım kim bilir. Ama bildiğim bir şey var ki her seferinde başka şeyler hissedeceğim. Yazarının bile "Bugün yazsam o şekilde yazmazdım" dediği kitabı ben nasıl anlatabilirim ki. O nedenle bu yazım daha önce yaptığım kitap incelemelerinden farklı olacak. Kitabın anlattıklarından çok bana ne hissettirdiğinden bahsedeceğim. Çünkü konu biziz, kadınlar... Zaman zaman kendini bile tanıyamayan, devamlı kafasının içinde fillerin dolaştığı, farklı duyguları aynı anda yaşayan, gülerken aslında ağlayan kadınlar... Biraz dengesiz, biraz karışık kadınlar...
Aslında her kadın içinde bir çocuk büyütür, eteğini tutup sağa sola sallanan ufak bir kız çocuğu...
Ece Temelkuran bize kendi açısından bizi anlatıyor aslında bir bakıma. Ona seçme şansı verilmemiş bir kızın çocukluğunu, ergenliğini, genç kız olma çabasını, olgunlaşmasını ve bir kadın olmaya çalışmasını anlatıyor. Her seferinde bu sefer farklı olur belki umuduyla sonuna kadar sevip, acı çekmiş bir kadın. Öbür yanda ise her şeyi boşvermiş kadınlar.
Yorgundur ruhu, kimseye cevap veremeyecek kadar bıkkındır. Anlatsa da anlayamayacaklarını bilir ve susar. Sustuklarını içine atar ve hep parantezler açar. Kadının en yakın dostu kadındır ama en yakın düşmanı yine bir kadındır. Bunu bilir ve onları anlatır bize. Hayatının bütün noktalarında canını bir şekilde yaralamış kadınlar, sinsi düşmanlar.. Noktadan sonra büyük harfle başlamıyor cümlelerine, boşvermiş kuralları, boşvermiş doğruyu...
Oku bunları ve bir sigara yak, bir de tek şekerli demli bir çay koy masaya denize karşı diyor. Çok neşeli bir müzik çalsın, kapat gözlerini ve gülümse diyor. Çünkü...
BÜTÜN KADINLARIN KAFASI KARIŞIKTIR.
Ben çizemedim sevdiğim cümleleri, öyle kirletilmiş öyle acıtılmış ki canı, bir çizgi de ben çekmek istemedim.
Zaten bütün kitabı çizmem gerekirdi. Her cümle de durup düşünmek gerek. Yaşamadıysan bilemezsin, düşmediysen yeniden ayağa kalkmayı anlayamazsın, susarak bağırmak ne demek dersin.
O yüzden yaşadıysan oku, oku ki tek olmadığını anla ve ağlama daha fazla.
çok güzel bi kitaba benziyor. :) bende bloguma beklerim
YanıtlaSilUzun zamandır okumak isteyip de sürekli ertelediğim bir kitap.
YanıtlaSilSanırım artık vakti geldi :)
Bu arada miminiz var :))
Kesinlikle bir şans vermelisin :)
SilHemen geliyorum bakmaya teşekkürler :)
Alacağım kitaplar listesine ekleyeyim ben de o halde :)
YanıtlaSilPişman olmazsın hatta başucu kitabın bile olabilir :)
Sil"Ben çizemedim sevdiğim cümleleri, öyle kirletilmiş öyle acıtılmış ki canı, bir çizgi de ben çekmek istemedim". Bayıldım:))))
YanıtlaSilTeşekkür ederimm... Çok içimden gelerek yazdım, beğenilmesi benim için çok büyük bir mutluluk :)
Sil